..
OCUKLARIMIZA ATATÜRK'Ü NASIL ANLATMALIYIZ?
Bir masal kahramanının destanıydı bize anlatılan ve biz de hep aynı cümlelerle ezber ettik. Hepimiz önce resimleriyle tanıdık onu. Adına yazılmış şiirler, şarkılar öğrendik sonra.
Bir masal kahramanının destanıydı bize anlatılan ve biz de hep aynı cümlelerle ezber ettik.
Resimlerini, heykellerini ilahlaştırdık, çoğu zaman gerektiği için saygı duyduk anıtının önünde, gerektirdirdiği için astık duvarımıza resmini... Sınavda çıkması muhtemel sorular üzerine öğrenmeye zorlandık yaşamını, yapıtlarını, yaşattıklarını...
Ne zaman ki onu yapıtlarıyla olumsuz yargılayan, kişiliğine, yaşam biçimine, özeline yani insani vasıflarına yönelik değerlerini karalamaya çalışan zihniyetlerle karşılaştık, işte o zaman anlamaya başladık gerçek değerini. Çünkü o zaman gerçek manada nedenini, niçinini sorgulamaya başladık.
Eleştirilebilir olduğunu kavrayabilmek bile attığımız en büyük adımdı.
Aslında onu tartışmaya açan bu zihniyete de çok şey borçluyuz o yüzden. Ama ne söylediğinden bi haber, iddiasının altını dolduramayacak kişilerden içi boş ifadeler, hakaretler duymak hepimizi son derece rahatsız ediyor.
İşte tam da bunun için, tüm bunların karşısında bizi güçlü kılacak tek şey onu, iyi, doğru ve tüm gerçekliğiyle tanımaktan geçiyor.
Bizler aldığımız ezberci tarih eğitimiyle, önceki neslin öğretileriyle bu konuda ne yazık ki hep yanlış yönlendirildik.
Peki Atatürk'ün, ekmeği, son sözü, hakimiyeti, iradeyi saltanat'ın altın varaklı saraylarından alıp, halkın eline verdiğini çocuklara nasıl anlatmalı?
Köylüye niçin milletin efendisi dediğini, kocasının ardında yürüyen, söz hakkı tanınmayan, babasının iradesinden çıkamayan 'Kadın'ı nasıl baş tacı ettiğini, bir ağaç için koskoca bir binayı nasıl taşıttığını, sanata ve sanatçıya verdiği önemi, hürriyeti, bağımsızlığı, özgür iradeyi sonsuz bir güvenle milletine sunan Mustafa Kemal'i tanımaya çocuklarımız nereden başlamalı?
Çocuk Mustafa'dan mı, başarılı komutandan mı?
İlkokula yeni başlayan kızım bugünkü ödevinin 10 Kasım vesilesiyle Atatürk hakkında konuşmak olduğunu söyleyince kaygılarımı aynı hassasiyeti göstermeye çalışan anne babalarla paylaşmak istedim.
Ne yapmalı, nasıl bir yol izlemeliyiz ki bu ezberi bozalım?
Çocuklarımız Atatürk'ü yalnızca kalbinde taşıyanlardan olmasın.
Kızım ilk olarak okul öncesi dönemde fotoğraflarıyla, adına yazılmış şiirlerle kısa yaşam öyküsüyle dinledi ama aklında yer eden ilk ve tek cümle 'O yurdumuzu düşmanlardan kurtardı' oldu.
Benim kaygılarımın başlama noktası bu cümleydi. Neden aklında ilk bu cümle yer etti?
Düşman kimdi, neden savaştı, nasıl savaştı? Peşi sıra gelebilecek bu sorular nasıl cevaplandırılmalıydı?
Ben de bu evrede yaşına uygun olarak Atatürk'ü gerçekten görüp fark edebileceği yayınların arayışı içine girdim. Ama çoğu bize okutulan tarih kitaplarından farksızdı. Dikkatimi çeken ilk kitap Toktamış Ateş'in Atatürk hakkında kızıyla diyaloglarının yer aldığı 'Benim Atatürk Kitabım' oldu. Kızının sorularını engin bilgisiyle yanıtlamaya çalışan bir babanın notlarıydı bunlar. O zaman henüz 4 yaşında olan kızımın sorularına yanıt veren türden olmasa da ilerleyen dönemde faydalanacağımız iyi bir kaynak olacağı kesin.
Bununla birlikte ilköğretim çağındaki altmış kadar çocukta Atatürk algısını araştıran bir tezden doğan ve Bilgi Üniversitesi'nden Esra Elmas imzasını taşıyan "Sevgili Atatürkçüğüm",Kültür Bakanlığı Çocuk Romanı Başarı Ödülü'nü almış olan 'Ben Mustafa Kemal' ( Aydoğan Yavaşlı) gibi yapıtlar önerebileceğim diğer yayınlar ama ne yazık ki çocuklarımızın yaşları itibariyle bu yayınlarda geçen ifadeleri anlayabilmeleri mümkün değil, bunlar ilk olarak sadece bizim yaklaşımımızı etkileyecek eserler niteliğinde.
İlkokul 1. sınıftan itibaren çocuklarımız adına faydalanabileceğimiz yayın, eser, konuyla ilgili araştırma, öğretme yöntemi, anlatım biçimlerini, kısaca önerilerinizi paylaşırsanız memnun olurum. Görüşleriniz pek çok anne babanın bu konuda kaygılarını hafifletebilir.
Çünkü sürekli olarak olumlu yaklaşımlarla pekiştirilen Atatürk sevgisini, ilerleyen yıllarda olumsuz fikirleri karşısına alarak değerlendirmeye başladığında öğrendikleri doğru ve derin olmadığı sürece ezbere körü körüne bir bağlılık yaşayacak.
...
Peki Atatürk'ü çocuklarımıza nasıl anlatmalı, hangi yaşta hangi düzeyde, hangi yönleriyle....? Anasınıfında öğrendiği düşmanı denize döken soyut olarak kavrayabildiği kahramanı nasıl somutlaştırmalı?
...
Ona ilk önce Atatürk'ün başöğretmen olduğunu, yazı devrimiyle her çocuğun okuma yazma öğrendiğini, sağlıklı nesiller için spora, kültürlü insanlar için bilime, sanata verdiği önemi, bir ağaç için bir binanın yerini nasıl değiştirdiğini, oyuncağı dahi olmayan çocuklara bayram günleri armağan ettiğini, çiftçiyi ve köylüyü neden önemsediğini, en önemlisi de gerçekleştirdiği devrimlerle kadınların kazandığı hakları ve ayrıcalıkları vurgulayarak anlatmaya çalıştım.
Ne kadar başarılı oldum bilmiyorum ama en azından onu farklı yönleriyle tanıması için çaba gösterdiğim için mutluyum.
Ben kızımın Atatürk'ü bu yaşlarda önce devrimleriyle tanımasını istiyorum. Devrimlerin hangi şartlarda, nasıl gerçekleştirildiği sonraki süreçte verilmeli diye düşünüyorum.
Sizin çocuklarınız Atatürk'ü hangi cümleyle tanımlıyor?
Siz ona Atatürk'ü nasıl anlatıyorsunuz?
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK'ün aramızdan ayrılışının 77. yılında onu sonsuz şükran, derin minnet duygularımızla ve saygıyla anıyoruz.
Biz şanlı nice zaferler ve devrimler sonunda hakkımız olan egemenliği kazanmış şanslı bir milletiz.
KAYNAK: Billur Ocak, "Çocuklarımıza Atatürk'ü Nasıl Anlatmalıyız? http://www.egitimajansi.com/billur-ocak/cocuklarimiza-ataturku-nasil-anlatmaliyiz-kose-yazisi-206y.html (10.11.2015)
Adres:
HACIBEKİR MAHALLESİ. LALE PAŞA 16. SOKAK. VANGÖLÜ İLKÖĞRETİM OKULU YANI VİLAYETLER HİZMET BİRLİĞİ ANAOKULU İPEKYOLU/VAN
Telefon
05427630917/MÜDÜR